Kayıtlar

bilgi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sev-i Muhabbet

Resim
  “Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler”      İhya adlı eserinde İmam Gazali Muhabbet bahsini anlattığı bölümün de sevgi hakkında şunları söyler: “Sevgi ancak bilip algıladıktan sonra düşünülür. Çünkü insan ancak bildiği bir şeyi sevebilir.” Evet insan bildiği kadar sevebilir, sevdiği kadar bilebilir. Bilmek sevmeyi dolayısıyla muhabbeti iktiza etmektedir. Sevmek ise bilmeye olan iştiyaka binaen zemin bulabilir. Birbiri ile gayet makul bir uzay edinmiş bu iki mefhum Huccetü’l-İslam İmam Gazali içinde aynı manaları muhtevidir. Lakin muhabbet yalnızca sevgi kavramı ile açıklanmamış daha nice hayretengiz kelimeleri kendi bünyesinde taşımıştır. Meveddet, aşk, uhuvvet, ülfet… vb. birçok sözcük daha art arda dizelenmiştir.      İşte bu kelimelerle açıklamaya çalışıyoruz bir ömür aradığımız sevgiliye aşkımızı. Şah damarımızdan daha yakın olan. Ötelere karşı her mahfilde huzur ufkunu özlemle andığımız. Ruhefza sesini duymak için O’nun sözlerini okuduğumuz birbirimize. Ünsiyet kaza

İlgisiyle Toplumu İnşa Eden Birey

Resim
  "Mümin mümine karşı, parçaları birbirini bağlayıp tahkim eden bina gibidir.” (Buhari, Salat 88, Müslim, Birr 65)      İnsan yaşadığı şu dünyada kendisini bulunduğu toplum, kültür ve medeniyet içerisinde tanımlandırabilir ancak. O uygarlığa nispeti dahilinde nesebi ve dolayısıyla mensubiyeti olacaktır. O yere binaen alacağı isimler onun için hem yön hemde yöntem olacak ve onu intisabı sebebiyle bulunduğu yolun yolcusu haline gelecektir. Çünkü nispet; orantılı olma, uygun düşme manalarında mülhemle dilimizde kullanılmaktadır. İşte beşer için hayatın en önemli anlamlandırma ameliyesi de buradan başlamaktadır. Nitekim kendimizi/özümüzü anlamak için öncelikle etrafımızı yani çevremizi tanımak ve onu anlamlandırmamız gerekmektedir. Kendimizin dışında bulunanlara karşı kayıtlı ya da daha yerinde bir ifade ile ilgili kalmalıyız. İşte toplum ve birey kendi içerisinde bu denli sık dokunmuş örgülerle birbirine bağlıdır.      O örgüler öylesine sık dokunmuştur ki nesebi belli olmayan ya d