Kayıtlar

ramazan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Oruç: Beşeriyetten Samediyete Uzanan Bir İbadet

Resim
"Ey îman edenler sizden evvelki (ümmet)lere yazıldığı gibi sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz edildi). Tâki korunasınız."  (Bakara suresi 183. Ayet-i Kerimesi) İttika bulmanın ve uruç basamaklarını her gönlün kendi derinliğince belki birer birer belki yüzer yüzer çıkmanın akabinde ilka kuşağına erişmenin esrarı ilahisine müteallik olan oruç ibadeti üstteki mezkûr ayet-i kerime de geçtiği üzere bizden önceki nice milletlere farz kılındığı gibi bizlerinde üzerine farz kılınmış kalem kalem, nakış nakış işlenmiştir. Dilimizde tutmak kelimesi ile tasvir ettiğimiz işbu ibadet mukayyet manaları dışında bir bütün olarak ele alınmaya çalışılacaktır. İnsanın beşeriyetten uzaklaşarak ism-i Subhan’a doğru nasıl üveyikler gibi kanat çırptığını heceleme gayretinde bulunacağım. Daima müstakbele nazar edecek ve her nazar ettiği yeri kendinden sonra geleceklere manzara kılacak, o mevcudat içerisinde teklife muhatap olmuş ve hayatını bu iltifat ile canlandırmış insan için oruç, nasıl na

Bir Başka Duyuş Atmosferi Üç Aylar

Resim
“Allahım, Receb ve Şâbanı bize mübarek kıl ve bizi Ramazana ulaştır!”        En derin gecelerin ardında tütsülenmiş ince haliyle bile Kamer esna-yı zaafında, müşarun bi'l-benan olurmuş. O bütün bütün parçalanmış ve yitirilmiş bir ayın ardından tekrar doğumun muştusunu gönüllerin müjdesi kılmış ve ışık hülyalarını tüm dil erbabına hibe etmiştir. Mükerreren insan için hayatı “hu” nidalarına gark etmeyi borç bilmiş ve onları kurbiyetin sınırlarına taşımak istemiştir. Nitekim beşer ancak bu yakınlık ile sınırlarını elest bezminde verdiği ahd-i misakı ile yenileyebilecek ve kendi sidretü’l-müntehasını çizebilecektir. Belki bu vüsat dairesince de zatına mazhar İsm-i Azam’ı bulabilecektir. Ne denli büyük bir gayret ki himmeti; teslim, tevekkül ve tevfiz ile bezemiş ve hayatını sanki bir ibrişim gibi donatabilecektir. İlmek ilmek dantelasını çıkardığı o geometriyi kendisine yol haritası yapabilecek ve nihayetinde bu ameli gereğince nefsini tanıyarak rabbini bilecektir. O hilal öyle müşahha

İnsan için bir başka ikilem; Maddeden manaya Ramazan

Resim
  “Ramazan erdi yine her gece yanar kandil Ehl-i İslam’a salar şu’le ser-â-ser kandil” I. Ahmet    Bu dünyaya gönderilen insan için onu tanıtacak her cümleye başlarken âdemin “arada oluşu” illaki bahis-konu edilmiştir. Onu anlatan her tümce ister maddi olsun isterse manen fark etmeksizin ikili bir kurgu çizmiş ve onu ara ya tabiri caizse sıkıştırmıştır. Gerek “ifrat ve tefrit” desek gerekse “kabz ve bast” hali ya da onun “fiziki ve ruhi” durumu veya geçmiş/mebde ile gelecek/mead iki ucunun birleştiği yer/meaş olsun insanın neresinden tutup da bahsetsek arada kalmışlığını belirtmiş oluruz. Belki bu duruma binaen alimler “her şey zıddı ile kaimdir” demişlerdir. İşte bu yazımızı ele alırken bizim de üzerinde durmak istediğimiz husus bu ikiliklerden yalnızca birisi olan onun somut/maddi olandan soyut/manevi olana geçişi üzerine olacaktır. Onun madde ve madde-ötesi oluşunun bir tezahürde bulunuşunu irdeleyecek ve bu ikisinin insan üzerinde oluşturduğu o şık kıvamı anlatmaya gayret gö