Kayıtlar

tümce etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ve İnsan Yanıldı | İnsanlık Tümcesi

Resim
  Ve insan yanıldı…      Tarihin tanıklık ettiği kadarına vakıf olarak insanı her kaleme alıp onu satırlara dökmeye çalışsak yanıldığı, unuttuğu ve tekrar yanıldığı gözler önüne serilecek yegâne hakikattir. Sanıyoruz öyle de olmalı ki ismi nisyan ile anılsın cismi aciz kalsın. İlk insan ve peygamber Hz. Adem’den bu yana nice unutkan ve bundan dolayı geri dönmeyi borç bilmiş beşer ile doludur kitaplarımız. Yaptığı hatalar ile gizli gizli kendi önüne ördüğü engellerini kendinden bilemeyecek kadar da bedbaht olan bu canlı hem cahil yani bilmeyen hemde zalim yani karanlıkta kalanın ta kendisidir. İşte bu satırlar ile bazı telmihlerde bulunmak istedik. Bazı yanılgı ve bazı tevbelere. Ve insan yanıldı…      Yolcu henüz başındaydı yolun. İlerlemek şöyle dursun yürümek nedir bilmezken daha ona koşmak hatta uçmak vadedilmişti de o anlayamamıştı. İşte o zamanlarda imtihan sırrınca yanına bir de ondan olan bir hayat bahşedilmişti. İsmi hayat veriyordu duyulduğunda. İsmi tüm insanların analı

"Devran" | İnsanlık Tümcesi

Resim
  (Söylenen söz vücut bulur.) Ya hayır söyle ya da Sus!      Tarih; zaman ve fikir. İnsan; ikisi arasında dolanan canlı. Kelimenin tam anlamıyla dolanmış ve artık içinden çıkamaz bir hale bürünmüş. Bürünmüş çünkü artık kendi benliği içeride kalmış oysaki dışarıya görünen yalnızca dolandığı ağlar. Ağlar bahusus her deveranda onun inci tanesi gibi en güzel kıvamını sarmış. Belki menfi yönde belki müspet. Lakin bilinen şu ki insan her zaman ve zeminde olduğu gibi gene arada kalakalmış. Tekerrür diyerek azımsamak istemesem de insan, kendi isminde taşıdığı manası ile olsa gerek unutkanlıkla başını gene belaya sokmuş. İlk günlerinde prologdan sonra yaşadığı o ilk günahın henüz acısı yanarken işlenen davranış ne çabuk nisyana yenik düştü ki isyan bayrağı çekilmiş olsun. İşte insan deyip geçiyoruz belki ama hikayesi öylesine karışık ve müphem ki onu ancak alemleri matvi diyerek tahdit edebiliyoruz. Evet o beşer, hakikatin sözü olarak gerçekten de tüm alemleri kendi içerisinde bulunduruyor.

Bilinenden Bilinmeyene: İlim İlmi Bilmektir

Resim
"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"      Bilmiş ol ki ilim; nefs-i nâtıka-i mutmainne’nin, -eğer müfred ise- eşyanın hakikatlerini ve maddelerden mücerred suretlerini dış varlıkları, nitelik ve nicelik, cevher ve zatları itibarıyla tasavvur etmesidir. Bilen; kuşatıcı, idrâk ve tasavvur edici olan; bilinen ise, bilgisi nefse nakşolunan nesnenin zatıdır. (İlim Risalesi | Gazali)      İnsan için en gizemli ve en değerli kelimelerden birisi “ilim” olsa gerektir. Çünkü o sözcük öyle bir çağrışım yapar ki en geniş manasından en dar ifadesine kadar her zaman ve zemin de kendisine bir yankı bulmuştur. Evet ilim, âlem ve amelimiz için gerçekten de kıymeti sayfalarca anlatılsa yetmeyecek kadar dolgun bir sözcüktür. İşte bizlerde işbu sayımızı bu müstesna kelime üzerine kurgulamaya çalıştık.      Her tümce ve paragraf belki her kelime ve harf bile ilim namına birer yolculuk sayılabilir. Bilinenden bilinmeyene doğru atılmış bir nazar ya da bilinenden bilinmesi gerekene karşı