Gece!
“Geceyi gündüze katarsın, gündüzü de geceye katarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın ve dilediğine sayısız rızık verirsin.” Nefes Geceler üzerine eminim çok şeyler yazılmıştır. Onun karanlığı hakkında ya da onun gündüze gebe oluşuna. Belki örttüğü bir alem veya ağzını açtırdığı çuvallar hakkında. Kimi zaman şiirlere davet edilmiş kimi zaman nesirleri süslemiş. Hem el emeği göz nuru örülmüş bir masal da denk gelinen bir arkadaş, bir yoldaş olmuş hem de gam müptelasının sığınağı. Öyle kağıtları tezyin etmiş ki onlara pahası biçilemez bir değer katmış. Dervişan zikrini ona açmış, alim gölgesini ona saklamış. Hz. Ömer’i yollara düşürmüş, Akif’in (Kocakarı İle Ömer | Safahat) dilinden de satırlara. Kimisi de mehtaba yolculuğa çıkmış (Yahya Kemal | Gece) sandalla onda. Ve dahi alemlere rahmet olarak gönderilen Nebiye (sas) ilk o tanık olmuş. Nitekim yazılmış, yayılmış, bilinmiş ve bildirilmiş. Gün olmuş can korkusuna binbir defa kadir kıymete binmiş gün