Kayıtlar

mana etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

"His" | İnsanlık Tümcesi

Resim
  Zen merde civân pîre kemân tîrine muhtâc Eczâ-yı cihân cümlesi birbirine muhtâc Basîrî      İnsanı anlamak ve anlatmak dünyanın en müşkül işi olsa gerek. Sadece aklı, iradesi ve hukuku üzerinden yapılan tarifler onu ifade etmeye yeterli olmamaktadır. Tahdit etmek ya da temel özelliklerini serdetmek onu sadece bir yönünden ele vermektedir. Fakat geri kalanı? İnsan yalnızca düşünen mi ya da istenci olan mı veyahut hukuku olan? Bu ibareler onu anlamamız için, belki bir tanım yapmamız için tadat edilen birkaç benzer sözcüktür. Kanımızca yeterli olmayan bu ifadeler elan bulunduğumuz çağın en derin problemlerinin merkez noktasını oluşturmaktadır. Zira vakıa, insanı salt bu ifadelerin içerisine sıkıştırmaktan kaynaklanmaktadır. Onu anlatırken yaptığımız bu vahim hata günümüzün bütün çirkinliğiyle doğrudan bir merbutiyete müstenittir. İnsanı tümce içine almak, onu harflerin gölgelerine emânet etmek, satırlara dökmek tahmin edildiği kadar basit ve önemsiz değildir. Ni...

Emanet

Resim
              İsimleri tahdit etmeye çalışmak, onlarla hayatı anlamayı hedeflemek insan olabilmenin en temel dinamiklerindendir. Lakin bu vakıa sanıldığı kadar kolay olmamıştır. Kimi zaman bazı kavramlar kaybolmuş kimi zaman terimler yerini değiştirmiştir. Bazen içinde bulunduğu durum da siyakında ve sibakında bir mana ihtiva edememiş bazen üstündeki urbası ona ağır gelmiş üveyk gibi yıldızlara ulaşamamıştır. Çırpınmış belki fakat ulaştığı yer yalnız lafız çeperi olmuştur. Kıramamıştır o dar geometrisini. Harf gölgelerinden kaçamamış ya da satır çizgileri onu hapsetmiştir. İster Arap giysileri giymiş olsun ister smokin isterse kimono fark etmeksizin yengi değil de yenilgi ile yazılmış isimleri. Bazen de en özel günlerde en güzel zaferlere tanıklık etmişler. Güneşin çığırtkanı olmuşlar. Baharı ilk onlar duyurmuş. Kırlangıçların kanatlarında kıtalar aşmış, hayatı insanın sandığından daha uzak ufuklardan şerham şerham tütsülenmiş ...

İnsan için bir başka ikilem; Maddeden manaya Ramazan

Resim
  “Ramazan erdi yine her gece yanar kandil Ehl-i İslam’a salar şu’le ser-â-ser kandil” I. Ahmet    Bu dünyaya gönderilen insan için onu tanıtacak her cümleye başlarken âdemin “arada oluşu” illaki bahis-konu edilmiştir. Onu anlatan her tümce ister maddi olsun isterse manen fark etmeksizin ikili bir kurgu çizmiş ve onu ara ya tabiri caizse sıkıştırmıştır. Gerek “ifrat ve tefrit” desek gerekse “kabz ve bast” hali ya da onun “fiziki ve ruhi” durumu veya geçmiş/mebde ile gelecek/mead iki ucunun birleştiği yer/meaş olsun insanın neresinden tutup da bahsetsek arada kalmışlığını belirtmiş oluruz. Belki bu duruma binaen alimler “her şey zıddı ile kaimdir” demişlerdir. İşte bu yazımızı ele alırken bizim de üzerinde durmak istediğimiz husus bu ikiliklerden yalnızca birisi olan onun somut/maddi olandan soyut/manevi olana geçişi üzerine olacaktır. Onun madde ve madde-ötesi oluşunun bir tezahürde bulunuşunu irdeleyecek ve bu ikisinin insan üzerinde oluşturduğu o şık kıvamı anlat...