“Hakîkat cümle âlem bir nefesdir”
“Hakîkat cümle âlem bir nefesdir” Sun’ullâh-ı Gaybî
Hakikat
Hayat, içinde
yüklendiği tüm mana fakülteleri ile beraber öylesine geniş ve esrarlı bir daire
çizer ki insan bu çemberi kırmanın ötesinde belki bu dairenin hattına bile
ulaşamaz. Kimi zaman o kavise benzer birtakım çizgiler hayalin ince cilvelerini
cezbetse de nihayetinde bu hatt-ı münhanînin gerçek olmadığını ve daha ileriye
gitmesi gerektiğini anlar. İşte insanın anlam yolculuğu bir bakıma bu sidret-ül
münteha diyebileceğimiz çember kırma ameliyesi/cehdi/gayreti neticesinde
gerçekleşir. O öyle bir ufuktur ki yollar büklüm büklüm ona doğru burulur.
Lakin kişinin hayat Sergüzeştinde hayr ve şer bu yolları bazı yerlerde
çatallandırır. Adem'in imtihanı da tam olarak burada görünmektedir. Binaenaleyh
yol hem uzun hem kavisli hem de sislidir. Fakat biz biliyoruz ki yol da O'nun
varlık da O'nundur. İşte bu bilinç hali ile yolu bulmalı akabinde o yolu
bilmeli ve girmeliyiz. Girmeliyiz ki varlık için halife olmanın sırt çatlatan
mesuliyetini kaldırabilelim. Afakın ardında beliren bir güneş kadar sevinç
verebilelim zulmetin sinesinden çıkarak. Bunu gerçekleştirmenin nice
yöntemlerinden biri de o yolu tanıma ve onun saliki olmaktan geçerek yani
hayatın mana denizinde bir sefine hükmünde ameller işlemekle olur. Bir değişik
ifade ile hayatı anlama ve hayatın her veçhinden Ukbaya uzanan damarlar
keşfetme gayretidir. Bu vesile ile başta mezkûr ifadelerde geçtiği üzere o
kavisi elde etmeli ve hayat denilen sırr-ı dakîki devamında başka bir muazzez
hayat ile taçlandırabilelim. Hayat ve onun her enstrümanı işte böyle bir anlam
buudu içerisinde mutâbaat sağlayabilir ve maverası/ötekisi için kapılarını
açabilir.
Cümle
İnsan öyle
anlar yaşar ki bu kısacık ömrümde bazen zehâba kapılıp gider. Bir serap görür
ve ardından soluksuz koşar durur. Lakin o sürat seviyesinde artık ne yol
görünür olur ne de yoldaş. Arkasına önüne bakamaz hale gelir. Hayat artık kendi
Cenderesine almıştır onu ve bir mengene gibi sıktıkça sıkar. İnsan ezilir ve
mukaddes yükü bir ümit hatırlar ya da daha da gerisin geri gerilip ileri
atılır. Aslında müspet bile olsa gösterdiği gayret, yolun kimliğini bilmeyince
ne atın ne de süratın bir önemi kalıyor. Hangi yoldasın ve kimin hizmetkârısın.
Karınca gibi su taşıyan bir kul musun yoksa cehennem namına birer yakıt mı?
Yolun önemi burada bir sefer daha anlaşılıyor. Nereye gidiyorsun ayet-i
kerimesi belki bize bu hakikati bildiriyordu. Efendim "Hakikat"
dedik. O nazik nükte ne esrarlar taşır kendi siretinde. Kerim kitabımız
Kur'an'da geçen her kelime aslında öyle muciz bir şekilde yerleştirilmiştir ki
insanın hayret etmemesi işten bile değildir. Bu kaide doğrultusunda bakarsak
Hakikat nedir? Hakikat bir şeyin aslı/esası olup; görülen, duyulan, hissedilen
ve akledilip kavrananın ötesinde neyin ne olduğunun ne ifade ettiğinin ve neyi
gösterdiğinin, neye müdellel olduğunun apaçık bilinmesi demektir.
Alem
Evet, hakikat
dil erbabınca böyle bir açıklama bulmuştur. Bu toprakları mayalayan nice büyük
isimlerimizden birisi olan Sun’ullâh-ı Gaybî hazretleri hakikati başka bir
zaviyeden bakarak şöyle niteler: “Hakîkat cümle âlem bir nefesdir."
Bâhusus cümle alem dediğimiz o gelir geçer her meta aslında bir nefes
hükmündedir. El-kütahyevi bunu bilir ve söyler. İşte hakikatte hayat, onu ne
kadar anladığımızdan ve anlattığımızdan bağımsız bir gerçektir. Yaşam ne kadar
sürdürdüğümüzden ve ne için sürdüğünden vareste bir doğal olduğu gibi olgu
olamayacak kadar mucize ve mit olamayacak kadar da gerçektir. Öte dünya
canlısının ilk ve sonu arasında akan bir cereyan. İçinde bulunduğumuz hayat ve
onun bize çizdiği bir küredir. İşte makalemizin başında da belirttiğimiz üzere
o ma'hud ifadeler bir alem terennümü çığırır. Varlık ve mana Küremizin hududunu
çizer. Ve biz insanlar o bizi çevreleyen çizgileri tanıdığımız müddet yaşamış
oluruz. Çünkü o kavis insanın insanla hedeflenen mana ölçüsünde insan olması
için iktiza eden tüm ihtiyaçlarının mübrem bir neticesidir.
Nefes
Hz. Adem’den bu
yana kaç insan geldi. Kaç insan bu toprakları benimsedi. Belki trilyon. Bu
kaçıncı tufan? Bu kaçıncı Pompei? Ya da bu kaçın esareti? Serbest dediğimiz
insan dahi kelimenin tam anlamıyla başını bağlamışken nerede bir nefesin hükmü.
Olmaklığımız teemmül çapında irdelenirken, olduğumuz gibi yaşamak mı dersiniz
yahut yaşadığımız gibi mi olmak? Nedir Kaf’ın sırrı ol emri verilirken? Ya da
Nun’un. İkisi de muazzam birer ifadenin unvanı hatta ilk sesi. Biri direk
ardına Kalem gibi mucizevi, hayret-engiz aleti müsemmayı alırken acep ne anlar
müdrik kullar? Hayat der geçeriz. Nedir hayat? Nerededir yahut? Ne için ve
nedendir? Sorumluluk neresinde bu mebde/nere’den, meaş/nere’de ve mead/nere’ye
denen meçhul yolun. Sırt büken yükün omuzlara bir şecaat örneği misali alınışı
nasıl tavzih edilir? Hayat hakikate nasıl mezcedilir. Teklif hayat
küresinde/dairesinde ne ile muhatap kılar yolcusunu? Her insan için hakikati
hatt-ı münhanîsinin kıvrımlarında aramak neyin esrarına matuftur? Evet kendi
küresinde serüvenini kateden bir sergerdân olarak insanın bir nefes dediğimiz
alemi matvî oluşunun sırrıdır hakikat. Evet Hakîkat, cümle âlem bir nefesdir.
Masaalah yasin rabbim kalemine güç versin
YanıtlaSilTeşekkür ederim Yusuf'um. Sağ olasın.
SilSevgili Yasin.
YanıtlaSilYazını okudum.
Ufuk açan cümleler içinde zevkle dolaştım.
Kendimi buradan öte bir dünyayı teneffüs eder buldum.
Eski ve yeni kelimelerin birbirini yadırgamadan kurduğu ve desteklediği cümleler canlı bir düşüncenin, dinamik bir dünyanın gelişini haber veriyor.
Dil belli bir seviyede mürekkep yalamış okur kitlesine hitap ediyor.
Yer yer Bediüzzaman havası esmiyor da değil.
Şu var ki kendi karakterini kuran bir dil zevki kazanmaya doğru hızla mesafe alıyorsunuz.
Bu makale tefekkür hayatınızda bir eşiği daha geçtiğinizin güzel bir nişanesi olacak gibi görünüyor.
Gönülden tebrik ederim.
Hocam yorumunuz için öncelikle teşekkür ederim.
SilSizlerden bu cümleleri duymak benim için iftihar sebebidir. Sağ olun var olun.
Eski ve yeniyi mezcetmek ve tanıtmaktan büyük keyif alıyorum. Bu konuda müspet yorum olmak beni daha da çok teşvik etti. İnşallah dil ve üslup konusunda da -sizler kadar olmasam da- gün geçtikçe iyi olmaya gayret ediyorum.
Desteğiniz için teşekkür ederim.
Sevgili dostum Rabbim kalemini keskin eylesin sunullah gaybinin türbesini ve kütahyayı gezdiğimiz gün ki muhabbet aklıma geldi hakikat dokundu yüreğimize. 🙏
YanıtlaSilAmin dostum benim. Teşekkür ederim. İnşallah tekrar ziyaret ederiz.
SilTebrik ederim. Çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Sağ olun
Sil